Hedefimiz; Veremsiz Bir Dünya, Veremsiz Bir Türkiye!
1947
yılında kutlanmaya başlanan “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası”, her
yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftada kutlanır. Verem
Haftasının amacı, toplumun verem (tüberküloz) hastalığı ve hastalıkla
mücadele konusunda bilinçlendirilmesidir.
Tüberküloz
halen dünya genelinde ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu
olmaya devam etmekte ve çoğunlukla ekonomik olarak üretken yaş
grubundaki erişkinleri tutmaktadır. Tüberküloz basili hava yolu ile
bulaşır. Basilin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen
aktif akciğer ve gırtlak tüberkülozu olan hastalardır. Hasta insanlardan
öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile
alınması sonucu bulaşır. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır.
Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.
Tüberküloz enfeksiyonu vücutta
tüberküloz basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri tüberküloz basili ile enfektedir.
Tüberküloz enfeksiyonu basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada
tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.
Verem mikrobu vücudagirdikten sonra yıllarca hastalık yapmadan
akciğerlerde bekleyebilir, tüberküloz enfeksiyonu olan kişilerin
yaklaşık %5-15’inde yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastalığı
gelişme riski vardır; tüberküloz basiliyle karşılaşan insanların %90’ı
ise hayatları süresince enfekte olarak kalır.
Tüberküloz hastalığı;
tüberkülozla ilgili klinik belirti ve bulguların ortaya çıktığı duruma
denilir. Hastalığın gelişmesine yol açan, vücut direncini düşüren,
bağışıklığı etkileyen hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut
direncini en çok düşüren hastalıktır. Bunun dışında başta şeker
hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, bazı kanserler, silikoz, ilaç ve
alkol bağımlılığı, tütün kullanımı olmak üzere bazı kronik hastalıklar,
ideal vücut ağırlığının %90’ından daha az kiloda olması, bağışıklığı
baskılayıcı tedavi uygulanması da vücut direncini düşürür. 5 yaşından
küçüklerde vücut direnci düşük olduğundan hastalığa yakalanma riski
fazladır. Tüberküloz hastalığı saç ve tırnak hariç tüm doku ve organları
tutabilir, tuttuğu doku ve organa göre bulgu ve belirti gösterir, ancak
en çok akciğerlerde görülür. Hastalığın tuttuğu diğer organlar arasında
en sık görülenler; akciğer zarı, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve
beyin zarlarıdır (menenjit).
Tüberküloz hastalığının belirtileri aşağıdaki gibidir:
Genel yakınmalar:
- Halsizlik,
- İştahsızlık,
- Kilo kaybı,
- Çocuklarda Kilo Alamama,
- Ateş,
- Gece Terlemesi vb. olabilir.
- Solunum
sistemi yakınmaları: 2-3 haftadan fazla süren ve inatçı öksürük,
balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
- Gırtlak tüberkülozu ses kısıklığı yapabilir.
- Diğer
organları tutan tüberküloz hastalığında ilgili organa ait bulgular
olabilir (lenf bezlerinin şişmesi, idrarda kan görülmesi, eklemde şişlik
vb.).
- İki-
üç haftadan uzun süren ve özgül olmayan antibiyotik tedavisi almış
olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte tüberküloz
hastalığından şüphelenmek gerekir.
Tanı
konulan tüm tüberküloz hastaları verem savaş dispanserinde kaydedilir.
Ülkemizde tüberküloz tedavisi ücretsizdir. Tedavide verilen ilaçların
düzenli içilmesi çok önem taşır; tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya
da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez, tedavisi güçleşerek çok
ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) gelişebilir. Hastanın ilaçlarını
içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya
başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan
gözetimli tedavi (DGT) denilir.
Bulaştırıcı
tüberküloz hastası ile aynı havayı paylaşan ve tüberküloz basiline
maruz kalan kişilere “temaslı” denilir. En çok hastanın aile bireylerine
ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Verem hastalarının
bulunduğu ortamları havalandırmak, bu ortamlara temiz hava sağlamak,
havadaki bulaştırıcı tanecikleri azaltır, bulaşma ihtimalini düşürür.
Odanın güneş görmesi, ortamdaki verem mikroplarını öldürür. Verem
hastası çevresindeki insanları hastalıktan koruyabilme adına;
aksırırken, öksürürken mutlaka ağızlarını mendille veya kollarıyla
kapatmalı, öksürük ve aksırık sonrasında ellerini yıkamalı ve
bulaştırıcı dönemde kapalı ortamlarda, başka insanlarla birlikteyken
maske kullanmalıdır.
Bir
toplumun veremden korunmasının en etkili yolu ise bulaştırıcı verem
hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Tüberküloz
hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz
olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Temaslı muayenesi
sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir, tüberküloz
hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini önlemek ve
tüberküloz enfeksiyonu olan kişide tüberküloz hastalığı gelişimini
önlemek amacıyla da koruyucu ilaç tedavisi verilmektedir.
BCG
(Verem) aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve beyin zarlarını
tutan tüberküloz hastalığını önlemede etkilidir. İlimizde BCG aşısı
doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Tüberküloz,
ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara neden olmakta, tedavi uyumunun ve
uzun süreli tedavilerin sürdürebilmesi için sosyal ve ekonomik destekler
de verilmesi gerekmektedir. Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı arasında 12.12.2017 tarihinde yapılan protokol çerçevesinde
“Psiko-Sosyal ve Mali Kayıp Yaşayan Tüberküloz ve SSPE Hastalarına
Yönelik Düzenli Nakdi Yardım Programı” başlatılmıştır. Program
kapsamında ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarına
2018 yılı Ocak ayından itibaren nakdi yardım verilmeye başlanmıştır.
Dünya
Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2019 Raporu”na göre dünya
genelinde tüberküloz görülme sıklığı (insidans) ve tüberkülozdan ölümler
(mortalite) düşmektedir. Tüberküloz dünya genelinde en çok ölüme neden
olan ilk 10 sebepten birisidir. Tek bir enfeksiyon ajanından olan
ölümlerin en sık nedenidir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon
kişi verem hastalığına yakalanmaktadır. 2018 yılında 1.5 milyon insan
tüberkülozdan hayatını kaybetmiştir. DSÖ tahminlerine göre, dünya
genelinde 2000-2018 yılları arasında TB tanı ve tedavisi ile 58 milyon
hayat kurtarılmıştır.